Sana İhtiyacım Var (Judith Mcnaught) kitapyorumu - Ahmed Yasir Orman

Sana İhtiyacım Var (Judith Mcnaught) kitapyorumu

Sana İhtiyacım Var

Yazar: Judith Mcnaught
Sayfa Sayısı: 320
Yayınevi: Epsilon
Puanım: 5/10

sana ihtiyacım var

      (Spoiler var, sonra ben görmedim bilmiyordum deme.)
              “Ara sıra çerezlik niyetine okuduğum aşk kitapları” adlı katogerime soktuğum bir kitabın daha sonuna geldim. Kitaptan eğlendin mi derseniz son yüz sayfasına kadar eğlendiğimi söyleyebilirim ama eğlenmek eşittir beğenmek anlamına gelmez. Bir klavyeyi temizlerken de bir insan eğlenebilir. Klavyeyi ters çevirip içindeki pisliklerin düşüşünü izlerken ya da tuşların arasına kürdan sokarak o pislikleri alırken bir haz duyabilir ama kimse bu işten zevk almasına rağmen bir akşam yatağına yattığında “Yarın da bir klavye temizleyerek eğlenmeliyim” demez. Ya da bu klavye temizliğini yaparken yeni bir şey öğrenmez, hatta eğlenme eylemini ve klavyenin pırıl pırıl olacağını bir kenara koyarsak bu duruma zaman kaybı bile diyebiliriz. İşte bu kitap da benim için bu klavye temizleme örneğiyle paralellik oluşturuyor.
                Kitabın içinde bizi ilgilendiren iki karakter var, güzel kızımız Katie ve kaslı çocuğumuz Ramon. Klasik olarak bu abimizle ablamız kitap boyunca bir türlü tam olarak buluşamayacaklar ve kitabın son sayfasında gökten üç elma düşerek evleneceklerdir. Sakın bana şimdi böyle spoiler mı verilir demeyin. Bu kitabı okurken de olay örgüsünü tahmin edemeyecek kişi yoktur. He tabi elinde sümüklü bir peçete hüngür hüngür ağlayarak sadece aşk kitabı okuyan okur arkadaşlarımızdan pek bu tahmin yürütme başarısını beklemediğim için yazımın başına gene de ben spoiler vardır ibaresi koyarken biz biraz Katie’yi sorgulayalım.
                Katie ablamız gecenin köründe evine aldığı yabancı biri olan Ramon’a ben senin bildiğin kızlardan değilim derken karşısındaki  yabancının kafasındaki kız modelini nasıl düşündü çok merak ediyorum. Yahu gece gece hırlısı var hırsızı var kilitle kapını yat uyu. Yok illa kaslı yakışıklı bir oğlan o gece uğrayacak. Niye kaslı ama çok alındım. Bizim gibi çelimsiz biri girse kürekle ağzımıza ağzımıza indirilip tacizci damgası yiyecekken yakışıklı Ramon girince vuhuuuuu! Buradan Amerikan Başkanı Trump’a sesleniyorum:
-Başkanım gelemedik el öpmeye. Hayırlı olsun başkanlığınız diyelim öncelikle. Şimdi meselemize gelelim. Başkanım,  gözlüklü çelimsiz vatandaşlara sahip çıkalım. Onların da hakkı böyle ucuz aşk romanlarında kahraman olmak. Yapıverin bir yasa bununla ilgili. Saygılar efendim.
                Trump’a da selam çakıp isteklerimizi belirttiğimize göre kitabımıza dönebiliriz. Çok da dönecek bir durum da göremiyorum aslında en iyisi ben bu kitabı yakayım derdim ama kütüphane malı. Kütüphane malı benim için devlet malı kadar değerli olduğu için en iyisi ben en kısa zamanda kütüphaneye vereyim de kitabı başka okur arkadaşlar da alıp iki sövebilsin kitaba. Önce birkaç soruyla bu kitabı biraz sorgulayayım:

Bu kadar özgür büyütülmüş bir kız görücü usulüyle evlenmeyi duysa“Iyy bağnazlık” diyebilecekken nasıl yeni tanıştığı bir erkekle  2 hafta içerisinde evlenebilir?
Niye bu kız hiç tanımadığı bir erkeğin nasıl biri olduğundan şüphe etmesine rağmen Google amca aracılığıyla bu yabancıyı araştırmıyor?
Neden bir baba oğlunun başarısını kıskanır ki?
Babam böyle pasta yapmayı nereden öğrendi?


Falan filan. Çok da uzatmayayım yoksa inceleme kitaptan daha güzel bir hal alacak. Son olarak kitaptaki olaylar ne kadar kötü olursa olsun roman şekil olarak o kadar kötü değildi. Yani konuşma geçişleri, mekanların anlatımı öyle sırıtmıyordu. Karakterlerse dediğim gibi baya sığ kalmıştı. Sonuç olarak pek fazla bu kitabı önermem. Hatta aşk kitaplarını aşırı okuyan okurlar bile bu kitaba 10 verip aşırı beğenmez. Ah be Judith teyze daha iyi yazaydın da bu incelemeyi benim ağzıma tıkaydın… 

Blogumun instagram hesabını takip etmek istersen buraya tıklayabilirsin.

Yorum Gönder

1 Yorumlar